16 Mayıs 2009 Cumartesi

KONYARLAR ( Evladı Fatihan )

Konyarlar:
Orta çağın ikinci kısmında Balkan yarımadasına muhtelif dalga¬lar halinde gelip de Bizans imparatorları tarafından burada yerleştiri¬len bir çok Türk halkı bulunduğu mâlumdur. X. asırdan itibaren peçenekler, oğuzlar, kumanlar şimâl yoluyla, Tuna’dan geçerek, muhtetelif  zamanlarda gelmiş ve muhtelif yerlerde iskân edilmişlerdir. IX. asırda bile, Bizans kaynaklarında «vardarlı türkler» diye zikredilen bazı Türk guruplarının Selanik civarında yerleştikleri vâkidir. Keza Anna Commene’nin Ohri civarında yerleştirildiklerinden bahsettiği Türk’leri  Lejean, 1065 tarihine doğru Makedonya’ya iskân edilen ve şeflerine senatör rütbesi verilen oğuzlarla münasebettar görmektedir. Oğuzların bu yerleşmelerini Attaliates’e atfen, A, N. Kurat da teyit etmektedir. Anadolu’dan yarım adaya geçip yerleşen ilk Türk halkı olmak üzere, selçukî merkezi Konya’ya mensup olduklarından dolayı bu su¬ retle ad alan konyarlar  gösterilir.  Lejean’ın bir kaydına göre, bunlar, ya Bizans imparatorları tarafından Makedonya’yı kalabalıklaştırmak için çağırılmış ve yerleştirilmiş veya XIV. asırda ilk Türk istilâsiyle gelmiş olabilirler.  Konyar’ların Konya'dan geldiklerini Gervinus da kabûl ediyor1, Jireeek ise, bu kelimeyi Rodop sâkinlerinin Türke  koyun ve bulgarca at mânasına gelen kon kelimesiyle izah ettiklerini kayıttan sonra, Selanik ve Tesalya konyarların, bizzat, kendilerini Konya ile münasebettar gördüklerini, buraya muhtelif zamanlarda, bir kısmının 200 sene evvel geldiklerini anlattıklarını bildiriyor3. Herzberg, bunları, Konya ile münasebeltar gördüğü gibi Turhan Bey (Turchan) zamanında olduğunu söylemek suretiyle zamanını da tesbi tetmiştir0. Turna, yürüklerin konyarlardan ve fatihandan ayrı olduğunu söy¬lediği gibi, konyarların XVI. asrın başında MOGLENA’ya hicret ettikleri¬ni, halbuki fatihanın uzun zamandan beri bulunduklarını ve bunların Makedonya’yı fetheden Fatihan ordularının ahfadlarından başka kim¬seler olmıyacağını izaha çalışmış7, Cvijic konyarları yürüklerden ta¬mamen ayırmakla beraber onlar gibi Anadolu’dan Konya civarından geldiklerini tesbit etmiş8, Franchet d’Espery°’de Revue du Monde Musulmanne’de yazdığı bir makalede, bunların Konya’dan gelen bir türk halkı bulunduğunu, XII. asırda Bizans imparatorları tarafından bulgarlara karşı çağırıldıklarım bildirmiştir. Ivanof10 ve H oppe11 de 1 L ejean, a y a . esr., s. 34. 2 A . N. K u ra t, P eçenek ta r ih i, s. 152, İsta n b u l, 1937. 3 L e j eau, ay n , esr., s 34. 4 G ervin us, V I), a u fs la c d von Wiederg-eburt G rie c h e n la n d , s. 74 v.d , L e ip z ig , 1851, 5 Jireeek, ayn. esr., s. 140 6 A ş ık P a şa Z ad e ’de şeklinde y a zıla n bu işenin B izans k a y n a k la rın d a ••«ToOpajcûıu» ve bazı tü rk k a y n a k la rın d a
o larak g ö r ü ld ü ğ ü h a k k ın d a b k . A . N .
K u ra t, B izans’ın sop ve O sm an lıJarın ilk ta rih ç ile ri, T M . III (1935) s. 191,
7 T u m a, A n to n , ay n. esr.,-s. 219. 8 C v ijic , a y n . esr., s. 156. 9 F ra n c h e t d ’E sperj, Les M uslum ans en T hessalie «R M M » 87.
10 Iv a n o ff, L a R e g io u de C a v a lla , s. 18, Berne, 1918, H
H o p p e , ay n. esr., s. 184.
to m
13, P a ris ,
1911,
________________________________________
11 Konyarları biıer suretle zikretmişlerdir. Ancak konyarlar hakkında ayrı ve oldukça mufassal telkik yapan Traegerdir. Bu müellif, konryarların Makedonya’da yaşadıklarını ve Anadolu’dan buraya gelmiş -olduklarını söyledikten sonra, nerede, aldığını bildirmeksizin 1390 tarihinde Makedonya’ya hicret ettiklerin': kaydeden, Boue’n in 1 verdiği malûmata işaret etmiş, daha bâzı tafsilât vermiştir2. Keza Oberhummer de, daha Osmanlı imparatorluğunun kuruluşundan ve genişleme¬sinden önce, bâzı Türk kabilelerinin yarım adaya yerleştiklerini söylerken, konyar namı alan selçuk Türklerinin  X. asırdan itibaren Make¬ donya’da, Varna’da ve Tesalya ovasında Yenişehir’de (Lam sa) yer¬leştiklerini bildiriyor ve 1065 ’ te oğuzlarında Makedonya’ya gelerek bu m:ntakalann grek hâkimiyetine geçişine kadar kaldıklarını ve son¬radan büyük bir kısmının buradan hicret etliğini ilâve ediyor. Görülüyor ki, bu meseleye temas edenlerin hemen hepsi konyarları, bâzen yürükler ve evlâd-ı fâtihanla karıştırmakla beraber, Kon-ya'dan gelerek yerleşmiş veya yerleştirilmiş göstermekte, fakat tari¬hini, ya Bizans imparatorları tarafındae XII. asırda ve daha evvel çağırılmak veya ilk Osmanlı istilâsı ile gelip yerleşmek suretinde ol¬mak üzere, tesbit etmekte ihtilâfa düşmektedirler. Filhakika, Tesalya’da, Serfiçe havalisinde yaşayan Türkler arasında kendilerinin Konya’¬ dan geldikleri hakkında bir an’ane mevcuLlur ve bu, bugün de yaşa¬ maktadır. Zaten Konyar sözü, Jirecek’in başka türlü izah tarzını da göstermesine rağmen, menşe’ini açıkça bildiriyor. Konya’dan ve civa¬rından bu mıntakaya, pek o kadar, bahsedilen tarihlerde olmamakla beraber, Türk guruplarının gelip yerleşmesi ise tarihî bir vakıadır. Ancak bunun Osmanlılardan önce mi yoksa Osmanlı imparatorluğunun kuruluş devirlerinde veya her iki devirde de mi olduğunu tesbit etmek -ehemmiyetlidir. Evvelâ şunu kaydetmek icap ederki, Oberhummer’in, daha Anadolu’da Selçuk Türklerinin bulanmadığı, X. asırdan itibaren kony arların gelmesini işaret etmesi4, Jirecek’in konyarların 200 sene  evvelinden itibaren gelmeğe başladıkları, Tuma’nın, XVI. asır başında 1
Boııe, A ., D ie E uropaîsche T ürke i I, s. S o l, W ıe n , 1889.
2 T raeger, ayn. esr., s. 189 v.dd. 3 O b e rh u m m tr , ayn. esr., a. 14. 4 A y o l tezi, türle m u h ace re t a k ın ın ın X . asırdan itib a re n , b o ğ a z la rd a n ve d e n iz ¬ d e n geçerek B a lk a n la rın .m uh te lif ak şam ın da y e rle ş tiğ in i ve bun lara K o n ia r d e n ild iğ in i 'k ay d e tm e k su retiy le, H a m id Sadi de m ü d a fa a e tm e k te d ir ve «sonra 1065’ te M e k d o n y a’da u ı veya o ğ u z , T r a k y a ’da yürük den ile n züm reler tâ k ip , e tti» diyerek, k o n y a rla r ın , ş im a l y o lu ile gelen, o ğ u zla rd a n evvel ge ld ik le rin i söy le rk e n ta m a m e n O b e rh u m m e r ’in m ulaılâ a la n n ı te k ra rla m ıştır. K rş. T ürk H u k u k ve ik tis a t ta r ih i m e c. I, 1931, s. 92 v .d.
________________________________________
12 MOGLENA’ya hicret ettikleri hakkında verdikleri mâlûmat pek ciddi te¬ lâkki edilemezler. Bunlar, konyarları, daha sonra Evlâd ı fatihan tes¬miye edilen; yürüklerle karıştırıyor, ihtimal bunlarla alâkadar vesika¬ları ve bunların ihtiva ettiği mâlûmatı, konyarlara izafe ediyorlar. Tarihî menbalanmızda konyar adına ve, ne selçukî devrinde ne de Osmanlı imparatorluğunun ilk kuruluş zamanlarında yâni XIV. asır¬ da Konya’dan mevzuubahis havaliye, nefy veya tehcir suretiyle, kesif Türk kolonilerinin yerleştirildiği, bunlara konyar tesmiye edildiği hak¬ kında bir tafsilâta tesadüf edilmemektedir. Franchet d'Esperey’in, bunların, XII- asırda Bizans imparatorları tarafından, bulgarIara karşı, çağırıldıkları ve yerleştirildikleri yolundaki iddiasının sıhhat derecesi¬ ni, kaynak zikretmediği için, tâyin etmeğe, bizce, pek imkân olmamıştır. Boue'nin kaydettiği 1390 senesinde ise, kroniklerimizde, yine konyarlara taallûk eden bir mâlûmat bulunmamaktadır. Ancak, biraz aşağıda yürükler bahsinde temas edeceğimiz gibi, 1385 (787)’te Serez tarafına Saruhan’dan yürükler sürülmüş ve orada iskân edilmiştir. Eğer Boue konyarlarla yürükleri aynı katûl etmişse bu doğrudur. XIV. asrın ilk yarısında Aydın havalisinde, Umur Bey’in idaresinde bir kısım Türk kuvvetlerinin, Kantakuzen’nin  müttefiki S’.fatiyle, Selân ik ’e çıktığını, o havalide ve Tesalya’da bulunduğu tarihen müsbet ise d e 1, ne bunların orada yerleştiklerine dâir bir kayıt mevcuttur, ne de esasen bunların konyarlarla herhangi bir derecede munasebettar bulundukları malûmdur. Sonuncu ve nisbeten kabûle şâyan olabilecek ihtimal bunların Muvad II. fakat bilhassa Fatih zamanlarında, Karaman oğulları ile mü¬cadeleler sırasında ve bundan sonra, Karaman, Konya ve Ankara ci¬varından Türk aşiretlerinin bu mıntakalaıa iskân edildiğidir, O civarın etnik bakımdan yabancı halkına, menşe’Ieri dolayısiyle, bu şüreti tes¬miyeyi verdirmiş ve bu ad komşuları arasında yaşamış, kendilerinde ise, menşe’leri hakkında bir m âûm at, şifahî bir an’ane hâlinde devam edip gelmiştir. Arşiv ve kütüphanelerimizde buna dair daha tatminkâr vesikalar elde edilinceye kadar bıınu bu şekilde kabûl etmenin daha, doğru olacağı kanaatindeyiz. Diğer taraftan, evvelâ' nomad olmakla, beraber, bilâhare tamamen sedanter bir hayata geçen ve aralarında. 1
M u k rim io H a lil, DüsturDame-İ E n v e r ı, m u k a d d im e ,
M a m a fih F a tih la m a s ın d a Sere-z’de y azılan b ir
s. 39 v .d d .
İs ta n b u l,
19I9C
defterde U m u r Bey defterinden bahse-*
d ilm e k te d ir (k a ş .; Ö m er L ütfü B arkan, T ü rk iy e ’de im p a r a to r lu k
d e v irle rin in
a r a ıi t a h r ir lt r i. îk t. fa k . M e c m u ası U. a y rı b a s k ı, 1941) k i b u n u n d a oraya yealeşenlere ait b ir ta h r ir d e fte ri ölm asi m u h te m e ld ir.
n u fu s
ve-
U m u r Bey zamanı--
________________________________________
13 etnografya tetkikleri yapan seyyahların da tesbit ettiği gibi, yürüklere artık pek ez benzerlikleri bulunan ve yürüklerie tatarlar için tan¬ zim edilmiş hukukî statülerin dışında kalan konyarlar üzerinde daha fazla durmaya ihtiyaç yoktur. Yalnız şu kadar kaydedelim ki, konyarlann en nıütekâşif  bir hâlde bulundukları yer Tesalya’da Kozan ve bunun şimalinde Sarıgöl de tâbir edilen Kayalar ve Selânik’in şimal i şarkı idi. Mamafih sonraları daha şimâlde de yayılmışlardır. Adetçe yürüklerden daha az oldukları, yarı nomad bir hâlde yaşadıkları, mü¬ badele merkezlerinin daha çok Yanya olduğu ve halılarının hususî şeklinden dolayı (konyaren figüren) bütün havalide meşhur olduğu mezkûr yazılarda kayıt, aynı zamanda daha demokratik bir hâlde yaşadıkları, neş’eli ve hareketli kimseler bulundukları ilâve edilmek¬ tedir L. II.
Rumeli'de Yürükler, Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan ... Yazar: M. Tayyib Gökbilgin  kitabından alıntıdır